Süper Lig’de bu sonunda oynanacak maçlarla hem yukarıda hem de alt tarafta dananın kuyruğu kopar mı?
Bilemiyorum…
Ancak, bildiğim tek bir şey var ise, o da Galatasaray-Fenerbahçe maçı da dahil, Kayserispor-Konyaspor, Beşiktaş-Hatayspor, Ankaragücü-Pendikspor, Samsunspor-Alanyaspor ve Gaziantep FK-Karagümrükspor maçlarına yürek dayanmaz…
Süper Lig’de son 2 haftaya girilirken, 16 puanda çakılı kalan İstanbulspor haftalar önce küme düştü ve yanına arkadaş olarak hangi takımları alacak?
Bekleyip göreceğiz…
Bu hafta sonunda 3 aşağı 5 yukarı düşecek takımlardan 1 ya da 2’si belli olur gibi…
Puan cetveline bakıldığı zaman, 12. Sıradaki Samsunspor’dan 19. Sıradaki Pendikspor’a kadar, yani 8 takımın başkanı, yöneticisi, teknik adamı, oyuncusu, taraftarı deyim yerindeyse uykusuz geceler geçiriyorlar…
Kolay değil işleri…
Bu 8 takım içerisinde bazıları düşer, ama bir şekilde ayağa kalkarlar, ama Konyaspor gibi borç batağındaki takımlar düştükleriyle kalmaz, buharlaşırlar!
Malatya gibi, Eskişehir gibi…
Açık ve net söylemek gerekirse; bu takımların işi hiçte kolay değil…
Tabii ki, işi zor olanlar sadece takımlar değil…
Bu maçları yönetecek olan hakemler, VAR’dakiler ve bu hakemleri atayacak olan Merkez Hakem Komitesi’nin de işi kolay değil…
Daha net konuşmak gerekirse; sırat köprüsündeler…
Allah onlara da yardım etsin…
Sadece Türkiye’nin değil, dünyanın gözü onların üzerinde olacak…
En “küçük” bir hatada bile “büyük cayırtılar” çıkabilir, yer yerinden oynayabilir…
Dolayısıyla, yanlış bir düdük, yanlış bir kart, yanlış bir bayrak, hem kendilerinin hem de takımların kaderini belirlememeli…
Konyaspor’dan örnek verebilirim; yanlış bir düdükle ya da yanlış bir kararla, sadece Konyaspor değil, 3 milyonluk, “DÜNYA SPOR BAŞKENTİ” ünvanına sahip bir şehir küme düşecek…
Hem de 1 milyarın üzerinde bir borçla, sadece düşmekle kalmayacak, belki de buharlaşacak…
Onun içindir ki, maçları yönetecek hakemlerle, VAR’da görev alacaklar, çok titiz davranmalılar…
Milyonların ahını almanın, kul hakkı yemenin hesabını, hem bu tarafta, hem de öbür tarafta sorarlar…
Yukarıda altını çizdiğim gibi, hakemlere de büyük görevler düşüyor…
Son iki hafta oynanacak maçlarda sadece hakemler değil, VAR’da görev yapacak isimlerin de pozisyonlarda çok dikkatli olmaları gerekir…
Tabii ki, adaletli, merhametli ve vicdanlı olmaları da.
Şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum; Atatürk’ün “Beni Türk hekimlerine emanet ediniz” dediği ve
Türk hekimlerine güvendiği gibi, ben de Türk hakemlerine güvenmek istiyorum…
Nokta.
*
BİR PARENTEZDE KONYASPOR’A AÇMAK GEREKİRSE
Konyaspor, hafta sonunda 41 puanlı Kayserispor’la deplasmanda “olmak” ya da “olmamak” maçına çıkacak…
Başka bir deyişle de, lige tutunma adına “devam” ya da “tamam” modunda bir karşılaşma olacak…
Rakip Kayserispor…
Puan ya da puanlar aslanın ağzında değil, midesinde…
Bu durum iki takım için de geçerli…
Hem Kayserispor, hem de Konyaspor için sezonun final maçı olabilir mi?
Mümkün…
Konyaspor, Samsunspor maçındaki gibi kazanmayı çok isterse, dolayısıyla da mücadele gücünü sahaya iyi yansıtırsa, kazanan Konyaspor olur…
Bazı maçlar vardır ki, “köşe başı”dır…
Konyaspor, köşeyi dönmeyi becerebilir ise, önü açılır, nefesi kuvvetlenir ve bir sonraki Galatasaray, yani ligin son maçına daha güvenli, daha inanmış, daha dirençli çıkar…
Bu nedenle Konyaspor’un Kayserispor’la oynayacağı maç “köşe dönme” maçıdır…
Diğer takımların alacağı sonuca göre, her türlü beraberlik iki takıma da yarayabilir…
Ancak, hem Kayserispor hem de Konyaspor kendi göbeklerini kesme noktasında kararlılar.